top of page

EFES ANTİK KENTİ

Antik dönemde İonia Bölgesi sınırları içerisinde yer alan Ephesos kenti ⁵, Efes Antik Kenti, İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içinde yer alan ve tarihi MÖ 6000'lere kadar uzanan önemli bir yerleşim yeridir. Küçük Menderes’in (Kaystros) eski delta alanında, Ege kıyısında yer alan kent, nehrin güney kıyısının alüvyonlarla dolmasıyla kıyıdan birkaç kilometre içeride kalmıştır. M.Ö. 1000 yıllarında deniz, Ayasuluk Tepesi’nin batı eteklerine çekilmiş, Derbent Çayı’nın getirdiği alüvyonlarla Artemis Tapınağı çevresi dolmuş; bunun sonucunda kıyı çizgisi kuzeye ve batıya doğru gerilemiştir. Strabon, kentte bir tersane ve limanın bulunduğunu ve Asya’daki Torosların batısındaki en büyük ticaret merkezi olduğunu söylemiştir.³ Kentin kuruluşuyla ilgili bilgiler eksik olsa da Strabon, kentin Amazonlar tarafından kurulduğunu belirtmiştir.⁷

 

Kent yakınlarındaki Çukuriçi Höyük ve Arvalya Höyük’te yapılan çalışmalarla, bölgede Neolitik Dönem’den Geç Tunç Çağı’na kadar olan tabakalara rastlanmıştır. Ayasuluk Tepesi’nin yerleşim sınırlarını bulmak için yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan ve temel kısmı korunan sur duvarının, Hitit Çağı’ndaki Apasas kentinin surları olduğu düşünülmektedir. M.Ö. 2. bin yılın ikinci yarısında Ayasuluk’taki yerleşim, bir Geç Tunç Çağı yerleşimi ve bir Luwi Krallığı olan Arzawa’nın başkenti Apasas’tır.² Ayrıca bu bölgede Lidyalılar’ın ve Amazonlar’ın yaşadığını da dile getirmiştir.³

Efes Antik Kenti'nin Kentleşme Süreci

 

Efes’in de içinde yer aldığı İonia bölgesinde ortaya çıkan kentleşmenin erken dönemlerinde iki belirgin özellik vardı: Birincisi, Batı Anadolu ve Ege havzasının verimli ve geniş tarım topraklarına sahip olması, diğeri ise vadi ve düzlüklerin uygun topografyası nedeniyle Anadolu Yarımadası’nın doğu-batı doğrultusunda uzun mesafeli karasal yolların denize vardığı doğal bir geçit alanının oluşmasıdır. Efes ve çevresi, tarıma elverişli arazisi, limanın ve ticaret yollarının geçiş güzergâhında bulunması, pagan ve Hristiyan dönemlerde bir dini merkez sayılması nedeniyle hareketli bir kentti. MÖ 2. binyılda Girit’teki Minoslular, sonrasında Akha/Mikenliler, İonia ile ticarete dayalı mekânsal ilişkiler kurmuştur.⁴

Bölge, Herakleitos gibi büyük filozofların, dini inanışların, işlek ticaret ağının ortasında, konfederasyon örgütlenmesinin özerk parçası olarak İonia bölgesinde önceleri dini, daha sonra politik bir merkez olarak hüküm sürmüş, içişlerinde serbest, kendi yasalarını koyabilen anlayışla kendisini yönetmiştir. Şehir, deprem hareketleri, limanlığın bataklık haline gelmesi ve yangınlar gibi doğal nedenlerle birkaç defa yer değiştirmiş ve tahribata uğramıştır. Buna karşın, Ön Asya’nın iyi korunmuş antik kentlerinden birisidir. Kentin yerleşiminde topografya etkiliydi ve kent iki tepenin arasında konumlanmıştı. Kent planında merkezi bir sokak olan Curete, batıdan, iki tepe arasındaki eğer görünümlü araziden aşağıya inmektedir. Güney yamaçta, zenginlerin teras halinde dizili evleri ortaya çıkarılmıştır. Ana sokak, Celsus Kütüphanesi’ne kadar ilerler, Yunan-Roma tiyatrosuna doğru kuzeye döner ve tekrar batıya dönüp limana doğru gider. 

 

Kentte Bulunan Yapılar

 

Anadolu’nun önemli Hellenistik ve Roma kentlerinden biri olan Efes’in Arkaik ve Bizans dönemlerindeki yerleşimi Ayasuluk Tepesi’nde iken, Hellenistik ve Roma dönemlerinde Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos tarafından M.Ö. 299 yılında Panayır Dağı ve Bülbül Dağı arasındaki bölgeye kurulan hippodamik yani ızgara planlı kentte yer almaktadır. 

Kentte Bulunan Yapılar Anadolu’nun önemli Hellenistik ve Roma kentlerinden biri olan Efes’in Arkaik ve Bizans dönemlerindeki yerleşimi Ayasuluk Tepesi’nde iken, Hellenistik ve Roma dönemlerinde Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos tarafından M.Ö. 299 yılında Panayır Dağı ve Bülbül Dağı arasındaki bölgeye kurulan hippodamik yani ızgara planlı kentte yer almaktadır. 

Yukarı, yani Magnesia Kapısı’ndan girildiğinde, karşılaşılan M.S. 2. yüzyılda inşa edilen Doğu Gymnasium’u, büyük banyo salonları, zengince döşenmiş mermer bir salon ve oturma basamakları olan bir konferans salonuna sahiptir. Yine bu alanda bulunan iki katlı ve üç nefli İyon düzenli Bazilika Stoa içerisinde İmparator Augustus ve eşi Livia’nın oturur biçimde heykelleri bulunmuştur. Bu alanda bulunan Odeion/ Tiyatro benzeri yapı M.S. 1. yüzyılda inşa edilmiş, bouleuterion olarak kullanılmış ve M.S. 150’de bir sahne duvarı eklenmiştir. Bouleuterion’un batısındaki Prytaneion’a, üç tarafı "Rodos Tipi Peristil" yapı tipine uygun, etrafı sütunlarla çevrilmiş bir avludan geçilerek erişilmektedir. Magnesia Kapısı’ndan girilince karşılaşılan Devlet Agorası’nın tam ortasında, M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen, Mısırlı tanrıça İsis adına Roma tipine uygun küçük bir tapınak yapılmıştır. Devlet Agorası’ndan Kuretler Caddesi’ne gidebilmek için dini alay yolu kullanılır. Burada, Romalı diktatör Sulla’nın torunlarından biri olan Gaius Memmius için M.Ö. 50-30 yıllarında Memmius Anıtı inşa edilmiş ve meydanın Bülbül Dağı tarafındaki güney ucundaki teras üzerine ise Domitianus Tapınağı yapılmıştır. Herakles Kapısı, Herakles tasvirleriyle süslü her iki sütun geçişi ile ciddi anlamda daraltarak caddeyi araba trafiğine kapatan ve Kuretler Caddesi’ni doğu yönde sınırlandıran bir kapıdır. Bu kapıdan sonra gelen Kuretler Caddesi, Domitian Meydanı ile Celsus Kütüphanesi arasındaki bölümünü kapsamaktadır. Hellenistik-Roma şehrinin dikey ızgara planına uygun olarak yapılmıştır. Caddenin her iki yanında sütunlu portikler (galeriler) vardır. Tabanı mozaiklerle kaplı, üzeri ahşapla örtülü olan portikler yayalara, caddenin ortası ise atlara ayrılmıştır. Caddenin iki yanında bulunan ev ve dükkanlar doğrudan portiklere açılmaktadır. Alytarchus Stoası ise Yamaç Evleri Kuretler Caddesi boyunca sınırlamaktadır.

 

Çok renkli geometrik, bitkisel ve figüratif desenlerle bezeli alanlara sahip mozaik, galerinin tüm zeminini kaplamaktadır. Kuretler Caddesi’nin kuzey tarafında, M.S. 2. yüzyılın 1. yarısında inşa edilen Varius Hamamı, bitişiğinde ise Latrina bulunmaktadır. Traian Çeşmesi’nin yanında bulunan Skholastika Hamamı’nın iki girişinden biri yandaki dar sokağa, diğeri doğrudan caddeye açılmaktadır. Üç katlı olduğu sanılan yapı, tipik bir Roma hamamıdır. Bülbül Dağı eteklerine kurulmuş olan ve koruma çatısı altında sergilenen, soylu ve aristokrat kesim için yapılan Yamaç Evleri’nde mozaikli zemin sokaklara bölünmüş ve sokaklar arası teraslanarak her terasa iki ev yapılmıştır. İçerisinde bulundurduğu zengin mozaikli bezemeler, çok odalı yapılar ve fresk süslemeleri ile burada Bizans Dönemi içindeki elit kesimin ikamet ettiğinin kanıtlarını sunmaktadır.¹ 

Kuretler Caddesi ile Mermer Caddesi'nin kesiştiği noktada bulunan, M.S. 135 yıllarında inşa edilen kütüphane, Roma mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Ön cephe kolonlarında bulunan dört kadın heykeli, akıl, kader, ilim ve erdem öğelerini sembolize etmekte ve orijinalleri Viyana Müzesi’nde sergilenmektedir. Buradan, imparator tarafından özgür kılınan Mazeus ve Mithridates tarafından yaptırılan Ticari Agora Güney Kapısı ile Ticari Agora’ya geçilir. M.Ö. 3. yüzyılda kurulan ve İmparator Augustus Dönemi’nde genişletilen agorada, kuzey, batı ve güneyde olmak üzere üç büyük kapısı bulunan kare biçiminde bir yapı grubu, merkezi bir avlu ve bu avluyu dört tarafından çevreleyen iki nefli, iki katlı dükkânlar ve iş yerlerinin bulunduğu stoalar yapılmıştır. Kütüphane meydanından tiyatroya kadar uzanan Mermer Cadde'nin altında şehrin atık suları için kanalizasyon bulunur. M.Ö. 3-1. yüzyıla tarihlenen tiyatro, yenileme sırasında önce iki, sonra üç katlı gösterişli cepheye kavuşmuştur. 500 x 11 m ölçülerindeki Arkadiane Caddesi, tiyatro ile liman arasındaki en önemli bağlantıyı oluşturmaktadır. Tören caddesi olarak da kullanılan, geceleri aydınlatılan caddenin iki yanında galeriler ve dükkanlar bulunmaktadır. M.S. 2. yüzyılda, Vedius Antonius adına zengin bir Efesli tarafından yaptırılan Liman Gymnasium’u, tören salonu, soyunma odası ve hamamları ile dönemin sportif ve kültürel eğitiminin yapıldığı alandır. Panayır Dağı'nın eteklerindeki bir çukurlukta bulunan Stadium, Helenistik Dönem'de yalnızca güneyinde oturma basamakları varken, İmparator Nero (M.S. 54-68) Dönemi'nde özel bağışlarla genişletilmiştir. Kuzey'deki tonozlu temel ile bunun üzerinde yer alan sıralar yapıyı tamamlamaktadır. Koşu alanının doğusunda bulunan yaklaşık 50x40 m büyüklüğündeki bir arena, gladyatör dövüşlerine hizmet etmektedir. M.S. 5. yüzyılda tonozların batı ucuna bir kale inşa edilmiştir. Geç Antik Dönem’de kentte yoğun bir inşaat faaliyeti yaşanmış, var olan yapılar yeni ihtiyaçlara uygun hale getirilerek yenilenmiştir. En önemli değişikliklerden bazıları, İmparator Hadrianus için liman alanına inşa edilen Olympeion’un Meryem Ana Kilisesi’ne dönüştürülmesi⁸ ve İmparator Hadrianus Tapınağı’nın güney portiğine küçük bir apsis eklenerek önüne bir sunak yerleştirilmesiyle bir kilise oluşturulmasıdır.⁹ 4. yüzyıl sonundan itibaren gelişim başlamış, 6. yüzyılda İmparator Justinianus zamanına kadar devam etmiştir.¹⁰Genç Antik Dönem boyunca kentte çok sayıda şapel ve kilise inşa edilmiştir. Meryem Ana Kilisesi, Aziz Yuhanna Theologos Bazilikası, Yedi Uyurlar Coemeteriumu ve Lukas Mezarı sayesinde kent, erken Hıristiyanlık hac merkezlerinden birine dönüşmüştür. Sonuç olarak, Efes Antik Kenti’nde ağırlıklı olarak Roma yapıları bulunmaktadır.¹

 

 

​​​​​​​​KAYNAKÇA

 

¹ http://www.kulturvarliklari.gov.tr/Eklenti/57319,efes-yonetim-planipdf.pdf?0 E.T. 27.05.2020

 

² Büyükkolancı, M. (1998). Ayasuluk Tepesi (Eski Efes) 1996 Yılı Kazıları, VIII. Müze Kurtarma Kazıları Semineri, 7-9 Nisan, Kuşadası.

 

³ Strabon. (2005). Geographica/Coğrafya (Anadolu XII, XIII, XIV), Çev. A. Pekman.

 

⁴ Aktüre, B. (2003). 152-153; Türkoğlu, A. (1978). 6; Duyuran, M. (1951). 7-8.

 

⁵ Sevin, V. (2007). Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I, İstanbul.

 

⁶ "Smyrna, Ephesos’u ele geçiren bir Amazon’dur ve o zamandan beri hem kent hem de kentliler onun ismini almıştır." Strabon XIV.1.4 Pülz, A. (2011), 52.

 

⁷ Ramsay, W. M. (1988). Ephesos, The Biblical World, 17(3).

 

⁸ Ladstatter, S. (2012). Ephesos Yamaç Ev 2 Arkeolojik Bir Rehber, İstanbul.

 

⁹ Büyükkolancı, M. (2001). St. Jean, Selçuk.

 

¹⁰ Pülz, A. (2011). ‘Bizans Dönemi’nde Ephesos’un Görünümü’, Ed. F. Daim-S. Ladstatter, Bizans Döneminde Ephesos, İstanbul.

bottom of page